19. yüzyılda ABD’nde bir dini akım olarak yayılmaya başlayan Spiritüelizm, Türkiye’de “spiritüel” ve “enerji” kelimeleri ile birlikte hemen hemen 50 yıl önce hayatımıza girdi ve öyle olmadığı halde ikisinin aynı şey olduğunu varsaydık. Hatta gerçekte ne olduklarına bile bakmayıp bize ne satıldıysa onu satın aldık! En azından kulağa dar görüşlü yobaz dinlerden daha iyi geliyordu!Bu kavramlar ile karşılaşıncaya kadar aileleri ve toplum tarafından sürekli yargılandığı için bir türlü uyum sağlayamadığına, kabul görmediğine karar vermiş olan pek çok kişi Spiritüelizm’i bir kurtuluş olarak gördü. Yeni çağın dini! Sonunda yargılandığımız kadar berbat olmamız gerekmeyecekti, çünkü sonunda kendimizdeki yanlışları düzeltebilecek, daha doğru daha düzgün daha spiritüel daha arınmış daha aydınlanmış daha hafif ve daha mutlu olacak ve daha fazla uyum halinde yaşayabilecektik. Sadece bununla da kalmayacaktı; bugüne kadar bizi yargılayanlar da günlerini göreceklerdi!Çoğu kişi için bugüne kadar denenmiş olan şeyler işe yaramadığı için bu çok iyi bir fikir gibi görünüyordu. Spiritüelizm bize kurtuluşu vadediyordu! Sonunda kendimizi kanıtlayabilecektik! Artık biz doğru olacaktık, onlar yanlış olacaklardı! Biz bir türlü onların istediği yere onların istediği şekilde ulaşmayı becerememiş olsak da sonunda onlar bizim dediğimiz yere geleceklerdi. Ve sonunda biz onları kurtaran kahramanlar olabilecek, hep birlikte mutlu mesut, arınmış ve aydınlanmış bir şekilde yaşayabilecektik. Böylece gezegen de kurtulacaktı. Ancak öyle olmadı…
Aynı spiritüelizmden önce gelmiş olan tüm dinlerde olduğu gibi spiritüelizm de ayrımları ve sonunda (benim böyle adlandırdığım) yeni bir yobazlık biçimini getirdi: Spiritüel Yobaizm!
Wikipedia’da Spiritüelizm kelimesini aratırsanız aslında ruhçuluk anlamına geldiğini ve ruhani tüm konuları kapsadığını ve dar anlamda da dini bir kavram olduğunu görürsünüz. Yani bu demek oluyor ki aslında spiritüelizm çok da yaşam ve yaşamak ile ilgili değil. Aslında daha çok daha öncekilerin işine yaramadığına karar verip yeni bir din yaratmak ve bir an önce arınıp ölerek bedenden kurtulmak ve öte alemde rahat etmek ya da her spritüel ekol için her neyse onunla ilgili! Bunu yazarken bile üzerime bir ağırlık çöktü. Neden? Çünkü gerçekte böyle olması gerektiği veya istediğimiz şeyin bu olduğu bir yalan!
Gerçekten bu güzeller güzeli gezegende muhteşem kudretli bedenlerimiz ile mutlu, keyifli, refah ve huzur içinde yaşamak mümkün! Ölmeniz, öte aleme geçmeniz, bedeninizden kurtulmanız gerekmiyor!
Ya da bu hayatınızı yaşarken sürekli kendinizi ve etrafınızdaki kişileri yargılayıp düzeltmeniz gerekmiyor! Siz yanlış değilsiniz… onlar yanlış değiller… hiçbir şey yanlış değil! Düzeltilecek hiçbir problem ya da kişi yok. Kendinizi ritüellerin içinde sıkıştırıp kabız hayatlar yaşamanız gerekmiyor. Her gün farklı bir kurtuluş yolu deneyip kendinizi o yolun içine sıkıştırarak yobazlaştırmanız ve sizin yolunuzu seçmeyenlere karşı ahlak ve yanlışlık polisi olmanız gerekmiyor! Herkes için tek bir doğru tek bir yol olması gerekmiyor.
Çünkü her şey sadece bir seçim. Tıpki dinleri seçtiğimiz gibi spiritüel oyunları da biz seçtik. Ve hepsi harikaydı. Dindar olduğunuzda rahibe, hahama, imama inanıp güvendiniz. Spiritüel olduğunuzda gurunuza inanıp güvendiniz. Ama hiçbirinde kendinize güvenmediniz. “Ben neyi biliyorum? Ben neyin farkındayım? Ben gerçekten hayatımın nasıl olmasını isterim? Ben neyi seçmek isterim?” diye sormadınız. Her zaman size sizin için neyin doğru neyin yanlış olduğunu söyleyen birileri oldu. Böylece bir şeyler doğru olduğunda da yanlış olduğunda da onlar sorumlu olacaklardı, siz yırtacaktınız, hiç kimse sizi eleştirip yargılamayacak veya cezalandırmayacaktı – zannettiniz, varsaydınız! Bu yüzden küçük olmak kolaydı. Gücünüzü, paranızı, güveninizi, her şeyi büyük adama verdiniz, siz küçük adamı oynadınız. İşin berbat yanı bunu birkaç yüz – ya da milyon – yaşam boyunca oynadıktan sonra gerçekten kendinizin küçük ve başkalarının sizden daha büyük veya daha fazla bilen daha iyi yapabilen olduğuna kendinizi inandırdınız. Ancak artık oyun bitti! Şimdi uyanma ve kendi olduğumuz büyüklüğü olma ve kendi arzu ettiğimiz her şeyi gerçekleştirme zamanı!Her birimiz her neyi seçtiysek onu yaşayarak deneyimleyene ve tadını alana kadar seçmeye devam ettik, edeceğiz. Ve sonunda tadını aldığımızda bazen “Hımm… Bu çok eğlenceli, buna devam.” deriz, bazen “Bu pek de benim beklediğim tat değildi. Eskiden de bunun tadı böyle miydi? Iyyy… Tamam o zaman, şimdi farklı bir şeyi seçeyim.” diyebiliriz. Neticede her birimiz ne zaman ayılıp uyanmayı ve olduğumuz bilinç olmayı ve birlik içinde yaşamayı seçersek o zaman seçeceğiz. O zamana kadar kendinize ve herkese izin verme halinde olmanız için ne gerekecek? Böylece yaratıcı ve üretici enerjinizi, yargı ile her şeyi, hayatınızı yıkmak yerine seçim ile farklı bir şekilde yaratıp gerçekleştirmek için kullanabilin.
Kendinizi spiritüel yobaizm ile sıkıştırdığınız yerlerden özgürleştirmek isteseniz 9 Temmuz akşamı 21.00’da Netlik Akşamı’nda bu konuda bir telekonferans yapacağız. Detaylara BURADAN ulaşabilirsiniz.
Şimdi kendiniz için neyi seçmek isterdiniz? Tuğba
HARİKA BİR YAZI OLMUŞ EMEKLERİNE SAĞLIK. YANİ HER KONUDA BİR ONAY VE BİR TARAF OLMAMIZ GEREKTİĞİNİ ARIYORUZ , NEYSEKİ ARAÇLARIMIZ VAR VE ÇOK DA ÇUKURA DÜŞMEDEN ORADAN ÇIKIP BAŞKA ŞEYLER SEÇEBİLECEK GÜÇ VEREN ARAÇLAR. GERÇEKTEN SON ZAMANLARDA FARKETTİĞİM ŞEY ŞU Kİ 47 YAŞIMA KADAR ÖĞRENDİĞİM KALIPLAR , 7 YILDIR İÇİNDE OLDUĞUM ACCESS ARAÇLARIYLA YER DEĞİŞTİRİYOR VE HANİ HAYATA OLUMLU BAKMAK YADA POLYANA OLMAK DEĞİLDE ÇÖZÜM ODAKLI SORU OLARAK YAKLAŞMAK OLARAK BU HATİM ETTİĞİMİZ ACCESS ARAÇLARI NİHAYET GÜÇ OLARAK ZİHİNİMDEN BEDENİMDEN FIRLAYIP ÇIKIYOR SANKİ. YANİ KENDİLİĞİNDEN. İYİKİ O YOBAİZM ÇUKURUNDAN ÇIKARAN ARAÇLARIM VAR. SİZLER İYİKİ VARSINIZ , YAPTIĞINIZ HER EMEK SUDAN HAVADAN TOPRAKTAN BİZE KADAR GELİYOR VARLIĞINIZA ŞÜKRAN VE KENDİME EMEĞİME DE ŞÜKRAN